Güzellikleri Paylasalim
  Buyu
 


                 BÜYÜCÜLÜK VE

              BÜYÜDEN MEDET UMMA

   Burada, büyücülük hakkında geniş bilgi vermek niyetinde değiliz. Çünkü İslam , mahiyeti ve çapı ne olursa olsun, büyücülük yapmayı ve büyücülükten medet ummayı şirk benzeri bir günah saymıştır.

   Kur'an ve hadiste büyü karşılığında sihir kelimesi kullanılır. Bu kelime Arapça'da sebebi gizli kalan şey , anlaşılması güç olay, hile, aldatmaca, şeytanî kuvvet , halüsinasyon , şarlatanlık anlamlarını taşır.

   Sihir, bizatihi bir harika değil , harika gibi gösterme tekniğidir. Bu yüzden sihirde hep bir şeyleri gizleme , yani "ikiyüzlülük " vardır. Bu haliyle sihir bizatihi şerdir.

   Kur'an ilimleriyle uğraşanlar , özellikle müfessirler , sihrin muhtelif türlerinden bahsederler. Büyük müfessir Fahreddin er-Râzi tefsirinde 8 türe dikkat çekmiştir:

   1- Bir adı da Kildâni büyüsü olan , yıldızları kullanarak yapılan büyü .Bu tür büyü, Hz. İbrahim'in peygamber olarak gönderildiği Mezopotamya 'da yaygındı.

   2. Vücudun bazı iç kuvvetlerini geliştirenlerin olağanüstü etkilerle ortaya koydukları büyüler.

   3. Cinlerin kullanılmasıyla yapılan büyü.

   4. Halüsinasyon yaratma , gözü aldatma şeklinde yaplan büyü.

   5. Âletler kullanılarak yapılan , illüzyon sergileyen büyü.

   6. Kimyasal maddeler kullanılarak yapılan büyü.

   7. Sözle uyutarak , hipnotize ederek yapılan büyü.

   8. İnsanlar arasında söz taşıyıp fitne çıkarmak suretiyle yapılan büyü.

   İslam bilginlerinin büyü konusunda ittifak ettikleri noktalardan biri şudur : Büyüyü bilmek, öğrenmek değil , yapmak günahtır.Sadece bilmek günah olmaz. Çünkü bilginin her türü makbuldür. Kötü olan bilginin insan aleyhine kullanılmasıdır. Bazı bilginler daha da ileri giderek , büyüye ilişkin bilgilerin edinilmesini bir kifâye farz olarak görürler. Yani Müslüman toplumda en azından bazı kişilerin , büyü ilmini bilmeleri bir borçtur. Çünkü , bu bilginin yokluğu , büyüye çarpılanların kurtarılmasını engeller ki bu da günahtır.

   İkinci ittifak noktası da , büyünün icrası kadar , büyüye bel bağlayıp ondan medet ummanın da günah olduğudur. Hadiste ; "Büyüyü tasdik eden cennete giremez." deniyor.(Zehebî,46)

   Nâs suresindeki "düğümlere üfleyenler" deyimindeki üfleyenler (neffâsât) kelimesinin dişil olmasını değerlendiren müfessirler , büyücülükte, icra eden ve inananlarıyla , kadınların ön sırada yer aldığına dikkat çekerler.

   Sihirle ilgili şu ürpertici hadisi kaydederek bahsi kapatalım.:"Düğüm bağlayıp ona üfleyen büyü yapmış olur ve büyü yapan şirke saplanır.(Elmalılı;Tefsir,9/6391)

-----------------------------------------------------------


            ÜFÜRÜKÇÜLÜK

   Üfürerek tedavi etmek anlamında kullanılan rukye , az sonra açıklayacağımız bir iki istisna dışında , Hz.Peygamber tarafından yasaklanmış ve rukye ile tedaviye inanmak şirk olarak gösterilmiştir.(bk.İM.tıbb,39)

   Kur'an ve Hz.Peygamber , Allah'ın her dert için bir şifa yarattığını ve insanın bunu arayıp bulması gerektiğini açıkça beyan ederler. İnsan kendisini tehlikeye atmamalıdır. (Bakara,195)

   Hz.Peygamber'in , insan sağlığı ve insanın tedavisi ile ilgili tavır ve beyanları hayranlık verici düzeydedir. Sağlık ve tedavi konusuyla doğrudan ve dolaylı olarak öylesine meşgul olmuştur ki , İslam ilimleri içinde bir Tıbbun Nebi (Hz.Peygamber'in tıpla ilgili sünneti) ortaya çıkmış, bu konuda çok sayıda eser vücuda getirilmiştir.

   Peygamberimizin sağlık ve tedavi ile ilgili fiil ve sözleri modern tıbbın verileriyle uyuşmakta , hatta yer yer onları aşmaktadır. İnsanlığın mikrobu keşfinden bin küsur yıl önce karantina sistemini en titiz biçimde uygulayan ve tedbir almayı , hastalığın ilacını arayıp bulmayı , tevekkül adı altında gaflet ve ihmale teslim olmamayı ısrarla emreden odur.

   O, buğünkü tedavi şekillerinin psikolojik olanlarına da işaret etmiştir. Gözden ve elden çıkan manyetik akımların pozitif ve negatif etkilerine ilk dikkat çeken de O'dur. El,nefes ve gözlerin, manyetik akım bakımından birinci derecede rol oynadıkları bugün herkesçe biliniyor. Hz.Peygamber , ellerin ve nefesin manyetik etkisinden yararlanmayı gösteren davranışlar sergilemiştir.

   Nefesin etkisinden yararlanırken , inanmış insanların telkin yoluyla da rahatlamalarına yardımcı olmuş ve bu noktada Kur'an'ın bazı ayet ve surelerini de devreye sokmuştur.

   İşte Kur'an'dan bazı parçaların okunmasıyla nefesin birleştirilmesine rukye denmektedir.

   Rukye , kendi sınırları içinde kaldığında makbul, üfürükçülük haline gelip tıbbın ve tedavinin yerini aldığında korkunç bir günahtır. Hz.Peygamber ve sahabilerin bu iki tip rukyeyi birbirinden ayırdıklarını görüyoruz.

   Konuyu hadis kaynaklarından izlersek durumun ne olduğu daha açık bir biçimde ortaya çıkar.Anlaşılan odur ki , Hz. Peygamber , göz değmesine yani gözden çıkan manyetik şuaların negatif etkisine yakalanmış kişilere nefesle tedaviyi ve bunda Kur'an'dan yararlanmayı önermiştir. Hz.Peygamber'in bu konuda esas aldığı Kur'an pasajları , Kalem suresinin son ayetiyle, Kur'an'ın son iki suresi olan Muavvizeteyn (Felak ve Nâs) sureleridir. Göz değmesi (nazar) dışında bazı durumlar için Fâtiha suresini okuyup önerdiğini de görüyoruz.

   Hz. Peygamber'in rukyesi işte bu ayet ve surelerle çok sınırlı olayda kullanılmıştır. Bunun her rahatsızlık için başvurulan bir genel tedavi şekline dönüştürüldüğünü gören Hz.Peygamber bunu şirk olarak nitelendirmiş ve üfürükçülüğü insan hayatından kovmuştur.

   Sahabiler , nefesle tedavinin hangi koşullarda ve ne ölçüde kullanılacağını kavramışlardır. Gözden çıkan negatif akımların verdiği rahatsızlıklara karşı rukyeyi kullanan bu insanların , gözde vucüda gelen mikrobik ratahsızlıklarda nefese başvuranları suçladıklarını görüyoruz. (bk.İM.tıbb,39)

   Özetlersek , ruhsal rahatsızlık ve gözden çıkan manyetik akımların vücut verdiği tahripleri ortadan kaldırmak için ,az önce anılan ayet ve surelerin okunup üflenmesi dışındaki tüm üfürük tedavileri büyük günahtır. Bunları icra edenler ve bundan yarar bekleyenler bu günaha ortaklaşa girerler. Bunları icra edenler ve bundan yarar bekleyenler bu günaha ortaklaşa girerler. Peygamberimizin bu konudaki son sözü şöyledir; "Üfürükçülük, muska takmak,tılsımcılık şirktir."(İM.tıbb,39)


Alıntı: Yaşar Nuri Öztürk
          İslamda Büyük Günahlar   

 
  23022 ziyaretçi  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol